OKUL PİYESLERİ
DELİNİN AKLI
3 PERDE
ENDER SÜMER
OKUL PİYESLERİ
DELİNİN AKLI
3 PERDE
ENDER SÜMER
OYUNCULAR
LPERDE:
Prof. Cudi Çokbilmiş,Filozof Ali Terazisibozuk,
0nbaşı Saffet, Tozsevmez Melahat,Kareteci Halit,
Memur Ahmet,Hicran Hayriye,Başgardiyan,
Doktor Üşütük,I.Hastabakıcı,II.Hastabakıcı
II.PERDE:
I.Sahne :
I.Adam,2.Adam,3.Adam,4.Adam,5.Adam,
6.Adam,7.AdamAyyaş Murro,Çaycı.
Tombalacı,Milli Piyangocu
II.Sahne : Kaya bey(İşadamı),Canan Hanım(Sekreter),
Can bey(kontrolör)Mujdat bey(Kontrolör),
Mr.Hanri(İng. firma yetk.),Şahin efendi(kapıcı)
III.Sahne : Satıcı,I.Kadın,II.Kadın,I.Adam,II.Adam,I.Genç,
II.Genç,I.Şoför,II.Şoför,Sarhoş,Garson
III.PERDE:
I.Sahne : Dr.Rıza Zakkumcu,Kimyager Ahmet Çözücü,
Prof.Dr.Ülgen Taklitcioğulları,Tv.Spikeri
II.Sahne : Prof.Cudi Çokbilmiş
……. I.PERDE …..
(Perde açılır.Sahne Tımarhanede bir koğuş
görüntüsündedir.Tüm akıl hastaları sahnede
kendilerine uygun iş ve hareketler içindedir
Bir süre sonra içeri elinde sopası ile
Başgardiyan ile İki hasta bakıcı girer.
I.Hasta bakıcı elindeki düdüğü çalar.
Düdüğü duyan hastalar telaşla yan yana tek
sıra olurlar.)
I.Hastabakıcı (Hastalara seslenerek):
- Rahat,hazırol (komutu ile onları hazırol
vaziyetine soktuktan sonra , başgardiyana
hazırol vaziyetinde)Altınköy Akıl
hastahanesi zır,zır deliler koğuşu 7 hastası
ile emir ve görüşlerine hazırdır
başgardiyanım(diye bağırarak tekmil verir)
Başgardiyan(Hastalara hitabe) :
-Nasılsınız.
Hastalar(hep bir ağızdan):
- Sağol.(diye bağırdıktan sonra)gardiyan
baba çok yaşa (diye bağırlar)
Başgardiyan :
-Sizde biran önce geberin de kurtulalım.
Hastalar (hep bir ağızdan):
-Amin ( diye bağırırlar.)
Başgardiyan :
- Aferin lan.Yavaş yavaş adam oluyorsunuz.
(elindeki sopayı göstererek)tabiki bu sopanın
sayesinde.( deyip,seyircilere dönerek)
Evet isterseniz tanışalım.Arkadaşlar bana
Hitler Niyazi’de derler.Bu Tımarhanenin
öğünmek gibi olmasın ama başgardiyanıyım.
Tabii bana baş terbiyeci de diyebilirsiniz.Zira bu
delileri hep ben akıllandırırım.(Sopayı göstererek)
elbetteki bununla.Burada benden başka
akıllı yoktur. Laf aramızda doktorumuz da
biraz kaçıktır. Kendini Napolyon zannediyor.
Neyse bırakalım şimdi bunları ne diyordum?Ha
sizlere hastalarımızı tanıtacaktım.Sırasıyla
başlayayım.(En başta bulunan profösörü
göstererek)Bu sıska Profösör Çokbilmiş.
Öyle miskin durduğuna bakmayın.
Adam, insanı görünmez yapacak bir
boya üzerinde çalışma yaparken kafayı
yemiş.(Elindeki kutuyu karıştırmakla
meşgul olan profösöre dönerek)
profösör yine mi o lanet şey elinde
senin?Kaç defa bırakacaksın onları diye
söyledim.Bırak onları bırak (diye
bağırır)
Prof.(korku ile elindekini kenara bırakıp):
-Tamam Gardiyan baba bıraktım. Ne o olur
dövme beni.
Başgardiyan :
- Yetti lan. Her yeri boya yaptın.Bıktım
senin elinden. Bir daha o lanet şeyi elinde
görürsem ne yapacağımı biliyorsun.
Prof. :
- Biliyorum efendim. Döversiniz.
Gardiyan :
-Hemi de nasıl..(deyip sırtını döndüğünde)
Prof :
- Bulacağım onu. Bir gün mutlaka bulacağım.
(diye söylenir)
Başgardiyan (2. kişiyi işaret ederek) :
- Buda onbaşı Saffet Nöbetsever. Bu
zavallıda asker ocağında nöbetteyken
yanlışlıkla en sevdiği arkadaşını vurmuş
O olaydan sonrada kafayı yemiş.(der ve
onbaşıya seslenir) nasılsın asker?
On başı (bağırarak)
- Sağol komutanım.
Gardiyan :
- Tekmil ver asker.
Onbaşı :
- Gece 12-02 nöbetimdeki vukuatımı arz
ediyorum komutanım.Gece saat 01 suların
da cephaneliğe gizlice sızmaya çalışan
2 hain sinek vurularak öldürülmüştür. Saat
01.30 da ise, Dur. Kimdir O? ihtarlarıma
rağmen, ısrarla üzerime gelen ve parolayı
söyleyemeyen, bir kedi vurulup,yaralı olarak
ele geçirilmiştir.Başka vukuat yoktur.
Komutanım.
Gardiyan :
- Aferin asker, aferin ( deyip geçer) Buda
kareteci bay Halit Vurdukırdı.Öyle haşin
ve gaddar göründüğüne bakmayın.Zararsız
bir delidir. Zavallı karete filmlerini
seyrede, seyrede dengeyi bozmuş.Karete
yapıyorum diye kafayı kapıya, duvara,
ağaca vura, vura kafasını çatlatmış.
(Karateciye dönerek)Ancinsan tarigo, maso
Os hay (der)
Kareteci Halit ( bir adım öne çıkarak)
- Tarigo maso ançin, torino, marino,astiro
gaso os hay.(diyerek Japon’ca selam
verir.Sonra karete hareketleri yapar.
Gardiyan düdük çalınca yerine geçer)
Gardiyan
- Bu filozofumuz bay Ali Terazisibozuk.Zavallı
felsefe okuya, okuya kafayı üşütmüş.Malum ya.
Felsefeye dalıp da çıkan kaç kişi var.Kainatın
sırlarını Çüz ‘i akılla çözmek mümkünmü hiç?
Aklın yetersiz kaldığı yerde sınırını zorlamaya-
caksın.Ne demişler; ”Akıl cinnet
ile hudutludur.Ancak bu hudut dahilinde
kalabilenler mutludur.” Yeri geldiğinde
teslimiyyeti bileceksin.Yoksa şu zavallı
gibi olmak içten bile değil.(filozofa
dönerek) filozof hala kainatın sonsuzluk
çizgisini bulamadın mı?
Filozof :
- Bulacağım.Bir gün mutlaka bulacağım.Ahh
biraz daha aklım fazla olsaydı.Zira bir
noktaya gelince aklım kafi gelmiyor.O
muhteşem sırları bu akılla çözemiyorum.
Kafi gelmiyor. Aciz kalıyorum. Nedir bu
sonsuzluk?Alemler..alemler sonra yine
alemler.yine alemler sonsuzluk.. sonsuzluk..
Gardiyan :
- Yeter be yeter.Benim de kafamı
oynatacaksınız.Madem ki bir yere
varamıyorsun iradei külliyeye teslim
ol bitsin filozof.
Filazof :
- Olmaz .Teslim olmak yok.Bir gün
mutlaka sonsuzluğun sırrını bulacağım.
Boşluk boşluk....boşluk sonra yine
boşluk.ya sonra yine boşluk....yine boşluk..
Gardiyan(düdük çalarak)
- Yeter lan yeter.Yoksa ben seni
susturmasını bilirim.(filozof susar.)
Gardiyan(sıradakini göstererek )
- Bu da Memur Ahmet Açgezer.Aldığı
maaş ile ailesini geçindiremediğinden
Kasap ,manav,bakkal,kira,taksitler, odun,
kömür diye, zavallı kafayı oynatmış.
Şimdi kim ; Ahmet bey bakkal geliyor.
Dese. Hemen saklanır, kaçacak delik arar.
( Ahmet beye dönerek.)Ahmet bey kira
için ev sahibi geliyor .(diye bağırır.)
(Ahmet bey hemen korku ile koltuğun
arkasına saklanır.Gardiyan arkasından
dolanarak ensesinden tutup)
Gardiyan :
- İşte yakaladım Ahmet bey.Söyle bakayım
şimdi.Nerde benim 3 aylık kiram.
Ahmet bey (titreyerek)
- Vallah vereceğim Zühtü bey.Billah
getireceğim.Bu maaşıma zam gelecek.Hemen
ödeyeceğim.Bana bir kaç gün müsaade.
Gardiyan :
- Ohoo.Ölme eşeğim ölme.Yaz gelecekte,
yonca bitecekte...Olmaz Ahmet bey olmaz .
Ben zamdan mamdan anlamam.Hem
verecekleri zam ne olacak ki.?Benim dişimin
koğuğuna dahi girmez.Onlar zam yapacak da
ben de eve zam yapacağım.Derhal
boşaltacaksın evimi tamam mı?
Ahmet bey :
- Aman Zühtü bey, yaman Zühtü bey. Bu
kışta,kıyamette çoluk, çocuk ne yaparız?
Kareteci Halit (bağırarak)
- Ahmet bey .Bakkal Şaban geliyor.
(Ahmet bey hemen Gardiyanın
elinden kurtulup tekrar kanepenin arkasına
gizlenir herkes gülüşür ve tüm deliler
”deli, deli tepeli kulakları küpeli” diye
bağırmaya başlar)
(Gardiyan düdüğünü öttürünce ses kesilir)
Gardiyan (sıradakini göstererek )
- Bu bayan Hiçran Hiçgülmez.Kocasını
ve 3 üç çocuğunu bir trafik kazasında
kayıp edence zavallı aklını oynattı.Elinde
bebeğini hiç düşürmez.(Hiçran hanıma
dönerek) Hiçran hanım çocuk uyudu
mu?( diye sorar)
Hiçran
- Hasanım uyudu ama Zeynep’im bir
türlü uyumuyor.Hastamı açaba baş
efendi?Doktor babaya bir göstersek mi?
Gardiyan
- Yok Hiçran bacı.Zeynep’in hiç bir şeyi
yok.Turp gibi maşallah.Uykusu
gelmemiş...yumurcağın.Baksana gözleri
fıldır,fıldır.Oyun istiyor yaramaz.
Hiçran
-Yaa öyle .Allah razı olsun baş
efendi.içimi rahatlattın.(deyip ninniye
başlar)Hu ,Hu, Hu Allah.Sen Zeynebime
uykular ver Allah .Uyusun da büyüsün
inşallah tıpış , tıpışta yürüsün maşallah.
Gardiyan(gözlerini silerek.)
- Bu kadıncağızın hali hepimizi
üzüyor.Allah yardım etsin.Başka ne
diyelim. (Sıradakini devamla)Eveet bu da
bayan Melehat Tozsevmez
hanım.Bunun hastalığı da tozlar.Evet,evet
yanlış duymadınız bildiğiniz her
yerde var olan tozlar.Melehat hanım
temizlik hastası elinden bezi hiç
düşürmez.Sabahtan akşama kadar orayı ,
burayı silip durur.Kocası eve gelir
gelmez sabunlu bez yüzünü gözünü
her yerini siler dururmuş.Adamcağız
sabreder dururmuş .Ancak bir gün yeni
doğan bebeklerini tozlanıyor diye
günde 8 defa yıkamaya kalkınca
zavallı bebek zatürree den ölmüş.Bebek
ölünce bizim Melehat zaten yarım
olan aklını da kaybetmiş. Kocası da
çaresiz onu buraya getirmiş.(Melehat’a
dönerek) Meloş tozlarla aran nasıl?
(deyince Melehat hemen elinde ki bezle
gardiyanın üstünü başını silmeye başlar .)
Melehat :
- Üzeriniz tozlanmış baş efendim .Sizi
tertemiz yapayım.
Gardiyan :
- İstemez Melehat Hanım. Daha bu sabah
giyindim onları.
Melehat
- Olsun baş efendi.Evden gelinceye kadar
tozlanmıştır.Ben yine sileyim onları.
Gardiyan (sinirlenerek )
- Yok be kadın yok.İstemez dedik.Sen
beni delirtecek misin ( deyip Melahat’ı
iter)
Melehat (Gardiyanın üstüne tekrar hamle yaparak):
- Olur baş efendi. müsaade et seni hain
tozlardan temizleyeyim.
Gardiyan ( Bağırarak)
- Hasan efendi Şaban efendi (diye
seslenir.Hastabakıcı Hasan ve Şaban
efendiler ellerinde deli gömleği ile
girerler)
Hasan efendi
- Geldik bre baş efendi.
Şaban efendi
- Emriniz nedir baş efendi.
Gardiyan :
- Hemen şu deli karıya gömlek giydiririm
Heyheyleri geldi yine.
(Hasan ve Şaban efendiler deli gömleğini
zorla Melehata giydirirler.Az sonra içeri
bir hastabakıcı girerek)
III.Hastabakıcı :
- Dikkat..balkanların ve orta doğunun en
büyük kafa doktoru Napolyon fikri
Durmuş bey teşrif ediyor.
(Herkes toparlanır.İçeri Napolyon
şapkası ve üniforması ile eli
göğsünde doktor Fikri Durmuş girer.)
Başgardiyan(doktorun karşısına hazırol vaziyetinde durup):
- Altınköy Tımarhanesi ,zır,zır deliler
koğuşu 7 hastası ile kontolünüze hazırdır.
Doktor baba
Doktor :
- Sağol baş efendi.(hastalara dönerek)
Nasılsınız kuzucuklarım.(diye seslenir)
Hastalar (bir ağızdan) :
- Sağol doktor baba.Sayende iyiyiz.(ardından)
doktor baba çok yaşa,doktor baba çok yaşa.
(diye bağırırlar)
Doktor :
-Siz de çok yaşayın kuzucuklarım.Aman iyi olun
yoksa sizi ham ederim.Hayat 3 şeyden
ibarettir.kuzucuklarım.Para,para,para bunu hiç
unutmayın bir defasında bu sözü bin sekiz yüzlü
yıllarda Fransa hükümdarı iken söylemiştim.
Halkımda bana dışarıdan ekmek,ekmek,ekmek
diye dışarıdan bağırmışlardı.Dünya güzeli
karım Klopatra ise halkıma ekmek bulamuyor
sanız pasta yeyiniz demişti.(ciddileşerek)
Baş efendi (diye seslenir)
Gardiyan :
- Buyurun Doktor baba
Doktor :
- Yavrucaklarımın günlük sopaları atıldı mı?
Gardiyan
- Atıldı doktor baba.
Doktor :
- Zaiyat var mı?
Gardiyan :
- 2 çatlak var . Efendim.
Doktor :
- Güzel (deyip) baş efendi (diye seslenir)
Gardiyan :
-Buyur doktor baba
Doktor :
-Tekmiller baş efendi tekmiller.
Gardiyan :
- Hemen efendim( deyip hatalara dönüp,
gür bir sesle) Dikkaat yoklama tekmilleri
için hazır ol (Hastalar hazır ola geçer.
Gardiyan doktora bakar doktor başıyla
işaret verir)
Gardiyan :
- Başla ( diye bağırır)
Profösör :
- Profösör Cudi Çokbilmiş mevcuttur.Doktor baba
Doktor (Profösör elindeki kabı göstererek)
- Nedir bu elindeki? Yine şu deli saçması
görünmezlik boyası mı?Bırak ulan şunu
elinden bırak(Deyip Profösörün üstüne
yürüyüp kulağını ısırmaya çalışarak)
Ham edeyim mi lan şimdi seni?
Profosör :
- Vallah tövbe doktor baba. Bir daha
yapmayacağım.Ham etme beni ne olursun
çok acıyor.
Doktor :
- Bu kaçıncı lan , bu kaçıncı ?( gardiyana
dönerek) Baş efendi tutun şunu hamedeyim
de görsün gününü .
(gardiyan ve hasta bakıcılar prof. ‘u
tutarlar . Doktor prof.’un kulağını ısırır.
Profösör :
- Ah yandım Allah ( diye bağırır.Daha
sonra da sızlanarak kulağını tutar vaziyette
sırasına geçer .
Gardiyan :
- Tekmile devam (diye bağırır.)
Onbaşı Saffet ( bağırarak)
- 7. piyade alayı 4. bölük erlerinden onbaşı
Saffet nöbet sever.Konya. vukuatım
yoktur komutanım.
Doktor :
- Aferin asker.
Onbaşı Saffet
- Sağol komutanım.
Gardiyan :
- Sıradaki(diye bağırır)
Kareteci Halit
- Trigo maso Samuray Halit Vurdukırdı
mevcuttur. doktor baba.Torino morino.Os.
(deyip,Japon selamı verir)
Doktor :
- Os (diyerek aynı şekilde selam verir)
Gardiyan :
-Sıradaki
Filozof :
- Sonsuzluklar ülkesinin filozofu Ali
Terazisibozuk burada. Doktor baba.
Gardiyan :
-Sıradaki
Memur Ahmet
- Bodrum mahkumu Memurzade Ahmet
Açgezer burada. doktor baba.
Doktor :
- Ahmet bey gelirken senin kasap Şakir
beyi gördüm.Selamı var sana (Ahmet bey
hemen koltuğun arkasına saklanarak)
Memur Ahmet :
- Kasap Şakir burayamı geliyor.Geçen ay
kasabın parasını vermemiştim. Herhalde
onu istemeye geliyor.Ne olursun doktor
baba . Ahmet bey burda yok . Deyiver.
Doktor :
- Korkma Ahmet bey.Ben varken buraya kasap,
masap gelemez Hele bir gelsin ham ederim onu
Hastalar (hep birlikte alkışlayarak)
-Doktor baba çok yaşa (diye bağırırlar)Ahmet bey
koltuğun arkasından çıkıp sırasına döner)
Gardiyan :
-Sıradaki
Hiçran hanım
- Hasan ve Zeynebimle Hiçran Hiçgülmez
burada. Doktor baba.
Doktor
- Çocuklar nasıl Hiçran Hanım ?
Hiçran :
- Hiç uyumuyorlar doktor baba.
Doktor :
- Merak etme Hiçran Hanım ben onlara
bir uyku ilacı veririm uyurlar.
Hicran :
- Hayır Doktor baba.Daha onlar ne ki
ilaç alsınlar .Ben onları ninnim ile
uyuturum (deyip ninni söylemeye başlar)
Gardiyan :
-Sıradaki(diye bağırır)
Melahat :
- Melehat Toz sevmez burada doktor baba
Doktor :
-Güzel.Bütün delilerim burada.(Gardiyana dönerek)
Baş efendi ( Diye seslenir)
Gardiyan :
_Buyur. Doktor baba
Doktor
_İlaçlar
Gardiyan
_Derhal doktor baba.(deyip ilaçları
verir..sonra hastalara dönerek ) İlaç için
diller dışarı(diye bağırır.Tüm hastalar dillerini
dışarı çıkarırlar.Doktor her birinin dilinin
üstüne habı koyduktan sonra gardiyanda
arkadan sırtlarına vurarak hapları yutturur.)
Doktor(hapları yuttuktan sonra)
_Şikayeti olan var mı yavrucuklarım.?
Hastalar ( hep birlikte)
_Şikayet ne haddimize. Doktor baba sen çok
yaşa.(diye bağırırlar)
Doktor :
_O halde . Bu gün yalnız bu kadar
darılmayınız.Yarın yine gelirim. Hoşça kalınız
Hastalar
_ Haydi git güle , güle uğurlar olsun .Ellerin
dert görmesin kısmetle dolsun.
Doktor
_Para, para, para diyerek sahneden çıkar.
Gardiyan
_Şimdi herkes yatağa. Yatmanın vay haline.(deyip
sahneden çıkar)
(Hastalar serbest kalarak herkes kendi
özelliğine göre hareketler yaparlar Melehet toz
siler.Hiçran nini söyler,asker tekmil verir, kareteci
karete yapar filozof sonsuzluk..diye söylenir.
Memur elindeki küçük deftere borçlarını yazar.prof.
ta elindeki kabı karıştırır.bir süre sonra )
Prof.
_Buldum: buldum...(diye sevinçle bağırır )
(diğer hastalar ilgisizce profösöre bakıp elleriyle
deli işareti yaparlar)prof.( seyircilere dönerek)
Nihayet buldum. Şükürler olsun sana
Rabbim.Üzerinde tam 30 yıldır çalıştığım.
Görünmezlik boyasını nihayet buldum. Ne
demişler “ azmim elinden bir şey kurtulmaz”
Şimdi şu delilere bir oyun oynayacağım.Şu
elimdeki bezi görünmezlik boyasıyla boyayıp.
Hicran bebeklerinin birinin üstüne örteceğim. Bakalım
neler olacak.Elindeki bezi kutudaki boya ile boyayıp
bebeklerden birini üstüne örtecek.
Prof.:
_Hiçran hanım senin Hasan nerede?
Hicran:
_Orda uyuyor.
Prof.:
_Hani nerede?
Hicran( Çocuğum bulunduğu yere dikkatlice bakar.):
_Aman Allah’ım Hasanım yok .Biraz önce burada yatıyordu.Nereye gitti acaba(Hastalara tek,tek sorarak ) Hasanı mı gördünüz mü?
Hastalar:
_Hayır .Görmedik.( diye cevap verirler.)
Hicran( Prof.un yanına giderek.):
_Profösör ne olur oğlumu bul.( Diye yalvarır)
Prof. (Evet beyler işte buluşumun ispatı ve işte Hiçran hanımın bebeği deyip örtüyü kaldırarak):
_ İşte burada
Hiçran:
_Oğlum, Hasanım nereye kayboldun ( deyip kucaklar)
Hastalar(Hep birden)
_Vayy sahiden çocuk görünmez oldu.Sonunda başardın Profösör( deyip alkışlarlar)
Prof.(eli ile alkışı kesip):
_Size söyledim bir gün mutlaka görünmezlik boyasını yapacağım.Onu mutlaka bulacağım dedim.Ama kimse bana inanmadı deli dediler.İşte buldum.Şimdi bu boyayı hangi maddeye sürsem görünmez olacak.
Hastalar(Prof.un başına üşüşerek)
_Nasıl başardın profösör. Bize de anlat.
Profösör
_Size anlatsam bile anlayamazsınız.Şimdi elime dikkatle bakın( deyip boyayı eline sürer)
Hastalar ( hep birden )
-aaa eli kayboldu (diye bağırırlar)
Prof.
_ Hayır kaybolmadı.Görünmezlik boyası sayesinde sadece görünmez oldu.Şimdi bu boyayı tüm vücuduma süreceğim ve tamamen görünmez olacağım.Sonra buradan çıkıp akıllıların arasına gideceğim.İyilik, güzellik, hoşgörü, kardeşlik, sevgi, barış, inanç, ahlak, birlik ve dürüstlüğü arayacağım.Bu kavramların hakim olduğu dünyayı bulup orda yaşayacağım.Tabi ben insanları görürken onlar beni görmeyecek.Bütün bu güzellikleri bulduğumda sonra gelip sizi alacağım.Hep birlikte O akıllı insanların arasında yaşayacağız.
Hastalar ( hep birden)
_Yaşşa Profösör.Kurtar bizi buradan. Bul tüm o güzellikleri. Orda yaşayalım hep birlikte.
Prof.
_ Şimdi ben şu odada görünmezlik boyasını tüm üzerime sürüp, görünmez olacağım.Sonra buraya gelip sizlerle vedalaşarak gideceğim( Deyip yan odaya geçer ve bir süre sonra)
Prof.(Fondan konuşarak)
_İşte geldim arkadaşlar.
Hastalar
_Nerdesin profösör.
Prof.
_Buradayım. Y anınızdayım.
Filozof
_Buradaysan belli et kendini. Ey büyük ruh!
Prof ( bir tokat atarak)
_İşte buradayım
Filozof (yüzünü tutarak)
_Sahiden buradaymış be.(der)
Prof.
_Evet arkadaşlar işte gidiyorum.İyilik ve güzelliğin hakim olduğu akıllıların arasına gidiyorum.Doktor baba ve başefendiye selam söyleyin.Hoşça kalın.
Hatsala ( Hep birlikte alkışla)
_Güle, güle profösör güle.Sakın bizi unutma.( derler ve perde kapanır)
……2. PERDE…..
(Perde açılır.Sahne bir kahvehane görünümündedir. Çay ocağı, çaycı, garson ayrıca hokey oynanan bir masa etrafında 3 kişi ile 2. masa etrafında bira içen, esrar içen ve spor- toto oynayan 3 kişi Bulunmaktadır. Bir süre sonra sahnenin gerisinden profösör konuşur.)
_Ben profösör Cudi Çokbilmiş.Görünmezlik boyasını sürüp,görünmez bir insan olduktan sonra tımarhaneden, Allah’ın verdiği akıllı en iyi şekilde kullanarak aklın gereği olan iş ve hareketler içinde bulunan akıllı insanları bulmak ve onlarla yaşamak için kaçmıştım. İlk durağım burası oldu.Görebildiğim kadarı ile burası bir kıraathane yani insanların boş zamanlarını yararlı bir şekilde geçirip, zihnen dinledikleri bir yer. Eski insanlar bu kıraathanelerde belli zamanlarda toplanır. Kitap okur, sohbet eder ve memleket meselelerini konuşurlar böylelikle aklın gereği olan boş zamanı dolu, dolu geçirirlermiş. Bakalım şimdi nasıl bir manzara ile karşılaşacağız.
1. adam ( hokey taşını çekerken):
_Haydi yavrum (deyip taşı çeker) taşa baktıktan sonra)tüh kahretsin.Şu şansa bak be.3. defadır 1 taşa dönüyorum gelmiyor bu zıkkım be.(deyip çektiği taşı sinirlice masaya koyar)
2.Adam (1.adama dönerek):
_Oğlum sende hırsını benden çıkarıyorsun.Ver ha taşlayıp duruyorsun.Hep 2li atıyorsun be ya.
(bir taş çekerek) çüş be çüş.El el değil.Sanki zoka taşı mübarek. Şu taşa bak be ya.(Deyip masaya koyar)
1.Adam
_Aman abi estağfurullah yani.Kendine öyle iltifat etme(deyip gülüşürler.)
2.Adam
_ Kesin lan kesin.Oynayın oyununuzu görüyorsunuz bu gün kesiğim işte.Meret gelmeyince gelmiyor.
3.Adam (taşa elini uzatarak)
_Hadi oğlum.Hadi yavrum be.(Deyip taşı çeker, öper.Sakalına sürerek bakıp)Heyyt. Be yavrum pat diye düştü araya be ya.İşte buraya kadar beyler.Size geçmiş olsun.(Deyip hokey tablasını masadakilere gösterir)
1.Adam
_Sahiden bitti be ya.
4.Adam
_O bitmeseydi ben bitiyordum.Baksana şu taşlara be abi 3 eldir tek taşa dönüp duruyorum.Olamaz böyle bir şey ya.
3.adam (elini havaya kaldırarak)
_Bilek derler buna oğlum. Taşı bilek çeker.
2.adam
_Yine kaybettim.
2.adam
_tabii kaybedeceksin be oğlum.Karşısında oduncu yok var.Hem de kralı.Bu oyunun kitabını yazdık biz.Gidip okuyup öğrenin de gelin.
3.Adam
Hadi be sende.Sende keçi şansı var be namussuzum.
1.Adam:
_Şans mans oğlum adam işi götürüyor ya sen ona bak.Bizi soydu soğana çevirdi.Böyle giderse pantolonumuzu da alacak namussuzum.
3.Adam:
_Evet beyler pamuk eller cebe.Sökülün ustanıza paracıkları.
1.Adam (cebinden para çıkarıp):
_Son 100’lüğüm şerefsizim.Oda gitti.Akşam eve ne götüreceğim bilmiyorum
4.adam (Cebinden parayı çıkarıp masaya atarak):
_Biz ne güne duruyoruz be abi.Veririz üç beş kuruş borç.
1.adam:
_Sağol abi (2. adama dönerek) Bu gün şanslar senden yana.Eline mi bevlettin be abi.
I.Adam:
_Var mısınız bir ele daha
3.adam:
_Ben her zaman varım.Pes yok.
2.adam
_Ben yokum benim anam ağladı.Tam 500’lük kaybettim.İkramiyenin yarısı gitti.Güya bu para ile oğluma bisiklet alacaktım.
4.Adam:
_Oyun bozanlık etme be abi.Gelecek ay alırsın bisikleti.Bu kadar mühüm mi?
2.Adam:
Bilmem ki.Bende bu şans varken.
1.Adam:
_Uzun etme be abi.Bakarsın şansın döner şeytan bu kez sana yardım eder.
3.Adam:
_Tabi cesaretin varsa
2.Adam:_
_Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın be gelin(deyip taşları karıştırır)
(O sıra içeri bir çocuk girip,3.adamın kulağına bir şeyler söyledikten sonra)
4.Adam:
Git lan.Şimdi işi varmış sonra gelecekmiş de.
1.Adam:
_Ne o abi. Yine yengemi?
4.Adam:
_Tabi o oğlum. Bu gün aybaşı ya.Parayı bize kaptırmak
istemiyor.(Çocuk kapıya kadar gittikten sonra geriye dönerek)
Çocuk :
_Baba ,annem şimdi eve gelmezse, sonra kapıyı açmam dedi.
4.Adam (sinirle):
_Yürü lan eşşeoğlu eşek . Başlarım şimdi anandan ha.Hele öyle bir halt etsin.Ben sorarım ona.Anlaşılan gözünün şişi indi herhalde
(Çocuk koşarak çıkar)
2.Adam
_Sinirlenme be abi .Boş ver.Nerde olsa karı milleti.Sanki bizimkiler seninkinden aşağımı kalır?O gün 3 saat geç gittim diye 1 saat içeri almadı beni.Yalvar yakar.Zor gönlünü ettik.
1.Adam
_Ne o abi dayakta mı var işin içinde?
4.Adam
_ Ne yapayım birader.Çenesini kapatmayınca.Bir, iki çarpıştırıyoruz işte.
2.Adam
_Helal olsun be abi.Dünyada ne kadar erkekler var.Valla ne yalan söylüyeyim.Benim hanım bana şöyle bir “Azmii diye bağırsa bacaklarım titrer.
3.Adam
Haydi beyler bırakalım şimdi bunları işimize bakalım.(Deyip oyuna başlar)
2.Masada oturanlardan biri içmekte elinde de kalın sigarası içmekte, biri voltmen dinlemekte, diğeri ise spor- toto oynamaktadır)
5.Adam (spor- toto oynamaktadır)
_Beşiktaş gençler birliği banko 1,Altay- Galatasaray namusuzum cimbom götürür maçı.Buna da iki dedik.Kocaeli- Fenerbahçe. Zor maç. Sarıkanarya güçlü ekip ama takımdan Nobre yok.Ortega sakat vallah zor maç en iyisi sıfır.Malatyaspor-Bursaspor namussuzum yer be. Bu da direk 1,Evet 2. kolonda bitti. Hey ayyaş murro.Hala sarhoş olamadın mı?Be oğlum
Mırro
-Tamam abi 4 bira ile ancak bulduk kafayı.
5.adam
_ ulan ayyaş.Bu seferde totoyu yatırırsan.yerim seni ha.
Murro
-Yok abi (hık) bu kez 15 tutacak namussuzum.
4.adam
- Ne 15 şi be oğlum. Totoda 13 olur.Hey Allah adam yine zırvalamaya başladı. Ama asıl böyle mayhoş kafalardan çıkar 13 ler. Haydi ayyaşım benim göreyim seni. Gel bir öpeyim seni (deyip öper) Beşiktaş- konyaspor söyle bakayım kaç.
Ayyaş
-2 (der)
5 .adam
-2 mi?olurmu ? Karakartal oğlum bu. En az beş çeker.
Ayyaş
-İlham öyle geliyor be abi. 2
5.adam
-2 ha. Peki öyle olsun. Vardır elbet bunlarda bir hikmet.(der ve yazarak) Diyarbakırspor-Elazığspor
5.adam
-1. Peki. Malatyaspor-Bursaspor
Ayyaş
-3
5.adam
_ çüşş. ulan ayyaş 3 olur mu be. Yine saçmalamaya başladın oğlum. Ya 1 , ya 2, ya 0, olur dunkof Ayyaş
Mırro :
_ biliyorum be abi ben Malatya; Bursa’ya 3 çeker demek istedim.
5.adam
-öyle desene be oğlum ( der ve yazar.)
( masada gazete okuyup , kupon kesen 6. adam kalkarak telefonun başına gider ve telefonu çevirmeye başlar)
6.adam ( telefona)
-ben Ökkeş Hayalci Adana’dan arıyorum telefon numaram 5555555, bence 200 milyon 2 nolu çanta da yani Mazhar’ın çantasında.(deyip kapatır, tekrar açar.) Ben Ökkeş Hayalci Adana’dan arıyorum telefon numaram 5555555 bence Mazda’nın anahtarı kırmızı anahtarlıkta olandır.(deyip kapatır telefonu tekrar çevirir.)Rumuzum sevdalı 45 yaşında,mavi gözlü, sarı saçlı, uzun boylu ve oldukça yakışıklı bekar bir gencim.Şöyle bana bakacak zengin, yaşamayı seven, cıvıl, cıvıl bir genç bayan arkadaş arıyorum. Lütfen beni arayın pişman olamazsınız.Telefonum 55 55555.
Çaycı
-Hop Ökkeş abi, ne oluyoruz yine yahu.Hani söz vermiştin aramayacaktın şu pislikleri.Paracıkların gitmesi bir tarafa aldatıyor, kandırıyorlar be abi. Yazık parana.Her ay 100 milyon telefon parası verdin.Eline ne geçti?Vazgeç be abi bu pisliklerden.
6.adam :
-Çok denedim be İsmail.Ama olmuyor.İçime girdi yılan bir kere.Her seferinde bu sefer tamam Bu sefer olacak deyip duruyor.
Çaycı
-Haklısın be Ökkeş abi.Ben evde çocuklara mani olamadım.Baktım mutfak masrafından çok telefon parası geliyor.Şak kapattım 900’lü numaraları.Şimdi çok rahatım.
(O sıra içeri tombalacı girerek elindeki torbada ki markaları sallamaya ve bağırmaya başlayarak)
Tombalacı
-Hadi abi Malbora var, Palmal var, Tekel 2000 var.Çek markayı al sigarayı.
6.Adam
-Gel be aslanım nerde kaldın bugün be ya.Şanslı günüm bugün bütün sigaralarını alacağım.Getir şu torbayı bakayım.
Tombalacı
-Helal olsun be abi (deyip torbayı uzatıp) çek bakayım markanı.
6.Adam
-Torbaya elini sokar, karıştırır ve bir marka çekip) 3 numara deyip (karta bakarak ) Tuh Allah kahretsin çıkmadı (deyip elini torbaya sokarak bir marka daha çekip) 9 numara (deyip elindeki karta bakıp ) Hay eline tüküreyim be bu da boş (deyip kartı uzatıp, parayı verir.)
Tombalacı
-Eyvallah abicim, hiç canını sıkma bir daha ki sefere inşallah. (Deyip bağırmaya başlar.) Haydi abi yok mu başka şansını deneyen.
(Biraz sonra içeri milli piyangocu girerek.)
Milli Piyangocu
-Milli piyango yarın çekiliyor 20 milyar. Yok mu alan? 20 milyar yarın çekiliyor milli piyango.Size de çıkabilir abiler.
(Az sonra Kazı-Kazancı girerek.)
Kazıkazancı :
Kazı-kazan yok mu alan.Milyoner olmak isteyen alsın Kazı-kazan..Kazı-kazan, Kazı-kazan yok mu alan
Profesör ( fondan konuşarak):
-Şu akıllıyım diyen insanlara bakın.Kimisi çoluk çocuğunun rızgını kumara bağlamış, kimisi hiç bir yararı olmadığı halde hastalık ve kötülüklerin anası içkiye müptela, kimisi çalışmadan kazanmanın peşinde, kimisi hayaller ülkesinde boş işler, faydasız şeylerle her saniyesi altın değerinde zamanlarını tüketip dururlar.Sigara dumanları ile kirlenen pis havayı solumaları da çabası ya bu şans oyunları ile bu halkı kandırmada adeta yarışan tv kanallarına ne demeli.Akıl bunun neresinde, akıl bunun neresinde, gitmeliyim buradan.Belki başka bir yerde bulabilirim. (deyip perde kapanır.
II.PERDE ( 2.SAHNE)
(Perde açılır.1 iş yeri görünümündedir.Masa, koltuklar, telefon ve ‘’Doğruluk Ticaret Her Türlü İhracaat, İthalat Ve Pazarlama Merkezi Kaya Haramzade’’ yazılı bir tabela vardır.İçeride odacı masanın üstünü silmektedir.Profesör fondan konuşarak.)
Profesör
-‘’Doğruluk ihracaat, ithalat ve pazarlama merkezi Kaya Haramzade’’ (diye tabelayı okuyarak.) Nihayet bir doğruluk merkezine geldim.O kıraathanede gördüklerim beni bayağı ümitsizliğe düşürmüştü.Umarım burada aradığım değerleri görür huzur bulurum nasıl olsa görünmezlik boyası beni onlara göstermeyecektir şurada oturup olanları izleyeyim.
(Bir süre sonra içeri Kaya bey girer. Odacı hemen paltosunu ve şemsiyesini almak için koşarak.)
Odacı
-Hoş geldiniz beyim.Paltonuzu alayım.
Kaya bey
-Hoş bulduk Şakir efendi.(Deyip paltosunu çıkarır.Şakir efendi paltoyu asar.)
Kaya bey :
-Kahvemi getir Şakir efendi.Canan hanıma da söyle gelsin.
Şakir bey :
-Baş üstüne bey (deyip çıkar.)
(Kaya bey masanın üzerindeki gazeteleri karıştırırken Şakir efendi kahvesini getirip verir.)
Kaya bey
-Sağol Şakir efendi.Canan hanıma haber verdin mi?
Şakir efendi
-Hayır (der ve Şakir efendi çıkar. Biraz sonra Canan hanım içeri girer.)
Canan hanım
-Günaydın beni emretmişsiniz bey efendi.
Kaya Bey
-Günaydın Canan hanım.Buyurun oturun lütfen.
Canan Hanım
- Teşekkür ederim (deyip oturur.)
Kaya Bey (Sigara paketini uzatarak)
-Sigara
Canan hanım
-Teşekkür ederim bey efendi.Şimdi attım belki daha sonra.
Kaya Bey
-Hala mı bey efendi, hala mı resmiyet Canan.Lütfen sadece ismimi söyleyin kafi .
Canan hanım
-Peki Kaya Bey.Teşekkür ederim.
Kaya Bey
-Rica ederim. Dün akşam ki parti nasıldı ama?
Canan Hanım
-Harikaydı.Ayrıca beni davet ettiğiniz için teşekkür ederim.
Kaya Bey
-Rica ederim Canan.Bu daha ne ki seninle biz daha ne balolar yapacağız.
Canan Hanım
-Teşekkür ederim.Ama beni şımartıyorsunuz.
Kaya Bey
-Neyse tüm bunları bırakalım da işimize bakalım Canancığım.Bu gün kimlerle randevum var?
Canan Hanım (Elindeki dosyaya bakarak.) -Bugün İngiltere’ye ihracat yaptığımız firmanın bir temsilcisi sizinle görüşmek istiyor. Bursa’lı iş adamı Çavit Çağlamaz, sendika başkanı.Ahmet Tunç Akşam gazetesi muhabiri Uğur İzsürer ve Hayvan ahırları için talep ettiğimiz teşvik için kalkınmadan kontroller sizinle görüşmek isterler.
Kaya bey:
-Kontrollörler buradalar mı?bekletmeyip önce onları alalım. Daha sonra İngiliz temsilci Mr.Hanri ile görüşeyim
Diğerlerine de sen bir şeyler uydur.
Canan:
-Başüstüne Kaya bey.(deyip,çıkar.Az sonra Can ve Müjdat beyler ile tekrar içeri girer)
Can:
-Günaydın beyefendi.
Müjdat bey:
-Günaydın beyefendi.
Kaya bey:
-Aman efendim günaydınlar.Gözlerimiz yollarda kaldı.Hoş geldiniz.Safalar getirdiniz.(deyip yer gösterir)
Can bey(oturarak):
-Hoş bulduk beyefendi.İzninizle evvela kendimizi tanıtalım.Ben baş konrolör Can Karadağ,Arkadaşım ise,konrolör Müjdat Işık.Ocak ayında teşvik kredisi almak için yaptığınız başvuruyu değerlendirmek için kontrole geldik.
Müjdat bey:
-Geldik ama ortada 4 duvardan başka bir şey göremedik.Ne çatı,ne makinelar,ne de hayvanlar.Ortada hiçbir şey yok.Biz de acaba yanlış mı geldik diye sorduk,soruşturduk ki. Baktığımız yer yanlış değilmiş,sizin teşvik istediğiniz ‘’Doğruluk Hayvan Besicilik Şirketi’’ne ait.Pek tabi ki.
bu duruma çok şaşırdık.
Can bey:
-Oysaki sizin müracaatınızda hayvan ahırlarının bittiği, İçinde 200 adet Montofon cinsi inek ve 1000 adet de Merinos cinsi koyunun bulunduğu yazılı.Biz bunların hiç birine rastlıyamadık.Maalesef tüm bunları üst makamlara rapor etmek durumundayız.
Kaya bey:
-Aman efendim bu ne şiddet bu celal.Rica ederim biraz sakin olun.Kim demiş ahırların çatıları yokmuş,kim demiş,hayvanlar yok.Kim demiş makinelar yok.?var efendim var.Siz merak buyurmayın efendim.hepsini tek tek hallederiz.Cezamız neyse fazlası ile öderiz efendim.
Şahin bey(diye seslenir)
Şahin bey(içeri girerer)
-Buyurun efendim.
Kaya bey:
-Sor beyefendilere ne emrederler.
Şahin bey.
-Ne emredersiniz efendim.
Kaya bey:
-Biz bir şey içmesek
Kaya bey:
-Darılırım efendim.Misafirimsiniz.
Can bey:
-Peki ala.Madem ısrar ediyosunuz.O halde ben bir çay
rica edeyim
Kaya bey:
-Çay mı?aman efendim çay olur mu?çayı her zaman
içersiniz.Eğer izin verirseniz.Zat-ı alinize özel hazırlanan
nar likörümden İkram edeyim.
Can bey(Müjdat beyle bakışırlar):
-Peki ala.Nasıl isterseniz.
Müjdat bey:
-Ben de alayım bari.
Kaya bey:
-Şahin efendi duydun.Beyefendilere birer duble nar likörü
getir.
Şahin bey:
-Başüstüne bey.(deyip çıkar)
Kaya bey(telofonu eline alarak)
-Canan hanım.Misafirlerimiz için 5 yıldızlı otelden kral dairelerinin rezervasyonunu yapın.Akşam yemeği için de 3 kişilik masa ayarlayın.tamam teşekkür ederim.(deyip telefonu kapatır)
Can bey:
-Aman efendim bu ne zahmet.Bizi mahcup ediyorsunuz.
Sonra bu iyiliğinizin altından nasıl kalkarız.
Kaya bey
-Kolay efendim kolay.Bu daha ne ki.Evet nerde kalmıştık
beyler.
Müjdat bey
-Ahır ve hayvanlarda efendim.
Kaya bey:
-Ha.evet ahır ve hayvanları konuşuyorduk.Beyler inanın siz
gelmeden 2 gün önce çıkan şiddetli fırtına ahırın çatısını
uçuverdi.Siz bizim buraları bilmezsiniz.Ağustos ayında bir
fırtına olur ki demeyin gitsin.
Müjdat bey:
-Vah vah ,ne talihsizlik.
Kaya bey:
-Öyle ya efendim.Büyük bir talihsizlik.Afet bu ne zaman
geleceği belli olur mu?
Can bey:
-Haklısınız efendim.Büyük geçmiş olsun.
Kaya bey:
-Teşekkür ederim.Bizim çatı uçunca tabi hayvanları da
yaylaya gönderdik.Tamı tamına 200 montofon,1000
koyun.İnanmazsanız sizi oraya götürürüm.
Can bey:
-Aman efendim estağfurullah.O ne kelime .
Kaya bey:
-Sözüme itimat ederek raporunuzu böyle yazarsanız.Çok
memnun olur ve bu iyiliğinizin altında kalmam.
Müjdat bey:
-Hayvanları görmeden mi yazacağız.?
Can Bey:
-Bilmem ki nasıl olur.?
Kaya bey:
-Neden olmasın efendim.İnsanlara güven öldü mü ? Ben
koskoca Kaya Haramzade yalan söyleyip haram mı
yiyeceğim.?Vallahi bu güne kadar benim boğazımdan bir
helal pardon haram lokma geçmemiştir.
Can bey;
-Aman efendim bizi yanlış anladınız.Elbette size itimat
ediyoruz.
Kaya bey:
-Öyle ise raporu müsbet yazacaksınız öylemi ?
Müjdat Bey:
-Düşünürüz .Tabi ki onca iyiliğinizin altında kalmayız.
Kaya bey:
-Teşekkür ederim.Nihayet anlaştık.Şimdi siz
yorgunsunuzdur.Otele buyurun istirahat edin.Akşam
sizi alır şöyle bir eğleniriz.
Can bey:
-Peki ala .Akşam görüşmek üzere bize müsaade .
Kaya bey:
-Güle güle beyler .Görüşürüz (deyip kapıya kadar uğurlar
ve telefonu çevirerek)Alo Canan hanım.O iş tamam.İngiliz
temsilciyi gönderiver lütfen Ha konuşmaları tercüme için
sende bulun. Teşekkür ederim.(deyip telefonu kapatır)
(Az sonra içeri Mr.Hanri ve beraberinde Canan Hanım girer)
Mr. Hanri:
-Good morning sör.
Kaya bey
-Good morning Mr.Hanri (deyip tokalaşırlar)
Mr.Hanri:
-How are you Mr.Haramzade?
Kaya bey:
-Sağol Mr.Hanri sağol.Ne olsun geçinip gidiyoruz .
işte.Senden ne haber nasıl deniyordu Canan hanım?
Canan :
-How are you ? Kaya bey,how are you?
Kaya bey:
-Hah işte o. Ne var you Mr.Hanri ?
Mr.Hanri
-Good,good.Thank you very mach.Mr.Haramzade
Kaya bey (Canan hanıma):
-Canan sorarmısın.Niçin gelmiş, mal siparişi için mi
yoksa gelişinin başka bir sebebi mi var?
Canan:
-Mr.Hanri.What are caps comeing hare?
Hanri:
-İn your selves capital because I trunk for you.
Canan:
-Beyefendi haberler kötü. Mr.Hanri Mal siparişine falan
gelmemiş. Aksine geçen hafta gönderdiğiniz malları
iade etmek ve sözleşmemizi feshetmek üzere gelmiş.
Kaya bey:
-Ne sattığımız malları iademi edeceklermiş? Bu ne
saçmalık ? Ne demek oluyor bu ? Sor Kızım sor.
Canan:
-Mr Hanry.Why
Mr.Hanri:
-thoking the thieves and blad.
Kaya bey:
-Ne dedi ?
Canan :
-Beyefendi sattığımız malların bozuk olduğu için iade
edeceklermiş.
Kaya bey:
-Vay gavur vay.demek anladılar.
Mr.Hanri:
-Connekt your butter in the motors and reddish perts in
the kras puh wery bad.Sabjekts donkeys in the meat and
tea napairs radioteon.Therte are wery radioteon İt’s me
different europ contry capital not promiset
Canan:
- Beyefendi durum çok ciddi.Zeytinyağının içine karıştırılan motorin yağını,Kırmızı biber içine karıştırılan kiremit tozlarını, Sucukların içindeki Eşşek etini,fındıktaki ve çaydaki yüksek radrosyonu tespit etmişler.Aldatıldıklarını ve bir daha Türkiye ile alış ,veriş yapmayacaklarını söylüyor.İtalyan ve Yunan şirketler ile anlaşacaklarmış.
Kaya bey
-Ne varmış bunda kızacak yahu.Biz kendi halkımıza onlara sattığımız malların daha kötüsünü satıyoruz.Hiç itiraz eden veya malın hileli olduğunu söyleyen çıkmadı.Ne yanı onların halkının Canı Can’da bizim halkın canı patlıcan mı ?Benim halkımın gözünü seveyim ya.Ürettiğimiz her şeyi iyi ,kötü demez alır tüketir.Şu Avrupa ya bak yahu ,yok bozukmuş, yok sağlığa aykırıymış, ee öyle olursa biz nasıl köşeyi döneceğiz.Neyse özür mözür dilediğimizi söyle de bitsin bu iş.
Canan:
-Wery forgive me We are sorry Mr.Hanri.İt’s not to be
didnt promise to come not agein.
Mr.Hanri:
-This are not forgive.us contry this reming tromes wary
hoal fing us your desmint finish
Canan:
-Bunun özürü olmaz diyor. Bizim ülkede bu suçların cezası toplum suçu sayıldığından çok ağırdır diyor. Alış verişimiz bitti diyor.
Kaya bey:
-Amma inatcıymış bu adamda be. Kızım bir şeyler söyle rüşvet falan teklif et.Halledelim bu işi mallar şimdi geri gelirse biz ne yaparız. Rezil oluruz Canan hanım.
Canan:
-Bunlar sağlık konusunda çok ciddidirler beyefendi.
Rüşvet kabul etmezler .
Kaya bey:
-Canı cehenneme. Bizde iade edilen malları iç piyasada
tüketiriz. Kıyamet kopmaz ya.
Prof.(Fondan mikrofonla konuşarak)
Rüşvet,Ahlaksızlık,Sahtekarlık,yalan,dolan,aldatmak,bencillik işte burada da gördüklerim bunlar. Nerede Doğruluk, dürüstlük, güzel ahlak, sevgi, kardeşlik, çalışkanlık, İnanç, sevgi yoksa… hayır,hayır mutlaka vardır ve ben onu bulmak için kaçtım. Bulacağım, bulacağım,bu kez mutlaka aklın gereği olan faziletli işlerle uğraşan gerçek akıllıları bulacağım göreceksiniz.. (perde kapanır)
2.PERDE(3.SAHNE)
Perde açılır. Sahne bir sokak görüntüsündedir. Duvarda
“mutluluk sokağı” yazılıdır.
Prof . (fondan konuşarak):
- “Mutluluk sokağı” ( diye sokağın başındaki tabelayı
okuyarak) aklın gereği olan insanlık meziyetlerini
bulabileceğim bir yer.Aradığım insanların yaşadığı bir
yer olduğunu sanıyorum. Baksanıza sokağın adıda
mutluluk sokağı. Şimdi şuracıkta oturup olan biteni
seyredeyim. Bakalım burası umduğum gibi bir yer
çıkacak mı?
(Az sonra bir satıcı bağırarak içeri girer )
Satıcı
- Ha do mey,pat ey,Ayşe kadın fasulye,lahana
turşeyyy (3 kez tekrarlar.içeri iki kadın girer.)
Satıcı:
-Buyrun ablalar.Namussuzum malın iyisi tazesi bunlar.
1.Kadın:
-Kardeş bana 2 kg fasulye verirmisin
II.Kadın:
-Bana da 2kg patates, 1kg da domates lütfen.
Satıcı:
-Hay,hay ablalar emriniz olur(deyip sebzeleri doldururken
bağırmaya devam eder)Haydi vatandaş gel.Taze taze
bunlar. Ucuz,ucuz bunlar. Gel yetiş bitme den sende al.
(Torbaya doldurdukları tartıp bayanlara vererek) buyur
abla afiyet olsun. Mangırlar lütfen
1.Kadın:
-Kardeş ben 2 kg istemiştim
Satıcı:
-Evet abla bizde iki kg tartık.
1.Kadın:
-Nasıl olur kardeş bu hiçte 2kg benzemiyor.
Satıcı: (sinirlenerek)
-Ver bir daha tartayım inanmıyorsan be abla (deyip
torbayı terziye koyarak)gördün mü işte
tamı tamına 2 kg şimdi inandın mı?
1.Kadın:
-Allah,Allah hayret buncağız nasıl olurda 2 kg
gelir.(diyerek torbayı alır)
11. Kadın:
-Öyle kardeş galiba kilolar küçülmüş. Biz evvela 2 kg
domates aldık mı 1 hafta yerdikte bitmezdi. Şimdi 1 kg
alıyoruz 3,5 tane giriyor.oda hormondanımdır nedir?
Saman gibi tadı, tuzuda olmuyor.
1.Kadın:
-Haklısın kardeş.Nerde şimdi o eski domateslerin,biberler
in,salatalıkların tadı.Çok para kazanacağız diye
hormonlayıp milleti zehirliyorlar ( deyip çıkarırlar)
Satıcı ( kadınlar çıkınca.):
-Dünyada ne uyanık kadınlar var. Kim demiş kadının
saçı uzun aklı kısadır diye? Karı az kalsın bizim
numarayı çakıyordu be ya. Allah’tan terazinin altını
kontrol etmedi. (diyerek terazinin altındaki gramı
çıkararak) yoksa 250 gramı görecekti.Neyse biz işimize
devam edelim (deyip bağırarak çıkar)(biraz sonra içeri
ters taraflardan 2 kişi girer.Yürürken birbirlerine hafifce
çarparlar)
1.adam:
_ Çüş ulan önüne bak körmüsün be.
11.adam
_Kör senin babandır lan yoksa yürümesini bilmiyorsan git
mankenlik dersi al.
1.adam:
_Ulan hırbo manken senin anandır.
11adam:
_Şimdi bir çaktım mı görürsün gününü.
1.adam:
_Kirpit mi çakıyorsun.be anam!
11.adam (bıçağını çekerek):
_ Ne o lan bana gazel mi okuyorsun? Şimdi senin
bağırsaklarını deşip pisi pisilere vereyim de gör.(deyip
bıçağı sallar .Bıçak adamın kalçasına saplanır.)
11.adam ( bağırarak):
_Yandım anam (deyip kaçmakta olan 1. adamın
peşine düşerek ) yedim ulan seni kaçma(deyiop ikisi
de sahneden çıkar)
(Biraz sonra içeri kürklü bir bayan elinde bir süs
köpeği olduğu halde girerek)
kadın:
-Ah canikom. Acıktınmı vah yavrum vah. Ne geri
bir memleket zavallı köpeklerrimize özel bir
lokanta yokki. Karnını doyurayım. Özel köpek
tuvaleti yok ki çişini yapasın.Dişini canikom.Birazdan
eve gider sana avrupadan özel olarak getirttiğim
mamanı veririm. Dayan yavrucuğum, dayan ( diyerek
sahneden çıkar az sonra içeri 2 genç girer.Ellerinde
bomba vardır)
1.Genç
_ Aman abi dikkat et kimse görmesin.
2.Genç
_Korkma kimse görmez oğlum.Baksana etrafta
kimsecikler yok.
I.Genç
_ Bu kez de başaramayacaksın abi.Ne dersin?
2.Genç
_Tabi aslanım.Bana adı ve sanı ile Bombacı Ziko
derler. Benim bombamdan kurtulan olmamıştır Alim Allah
bu bomba en az 10 kişi devirir.
1.Genç
_Öyle abi .Geçen bombadan 8 kişi gitmişti.İyi iş
başarmıştık.Bütün gazeteler televizyon bizden bahsetmişti
.
2.Genç
-Oğlum bizim işimiz bu.Mevcut insanlar ölmezse yeni
doğanlara yer kalır mı biz aslında temizlik
yapıyoruz.Bunlar zaten yaşayacakları kadar yaşamışlar.
1 Genç
_Yaşa be abi.Yine neşemizi bulacağız.
2.Genç
_Haydi gevezeliğini bırakalım da işimize bakalım.
Bombayı yerleştirip sonucunu akşam televizyon
haberlerinden gr urla zevkle izleriz.
1.Genç:
_Tamam abi gidelim.(deyip çıkarlar)
(Az sonra içeri ters taraflardan 2 kişi girer.Biri sarhoştur.
sallanarak ve türkü mırıldanarak gelir. Diğer adama
çarpar ve sarılır)
Adam:
_Kör müsün be adam? önüne baksana (deyip sarhoşu
iter.Ve söylenerek sahneden çıkar )
Sarhoş (elindeki cüzdanı göstererek):
_ Öf amma da yağlıymış be.Yaşadık bu günkü
nafakamızda çıktı.(deyip çıkar)
(az sonra içeri iki adam ’’Şoför’’ girip masaya oturarak)
1.şoför:
_Garson (diye bağırır)
Garson:
_Buyrun abi
11.şoför:
_Yemeklerden ne var koçum?
Garson:
_Kuru fasulye,patlıcan,musakka ,tavuk. haşlama ,döner,
pilav, et sote
I.Şoför:
_Bana bir kuru fasulye ,1pilav,1 de cacık
Garson
_Başüstüne abi. Siz emredersiniz abi.?
11.Şoför:
- Bana bir et sote, bir pilav, bir salata ve
yanında da bir ufak getir.
Garson:
_Başüstüne abi .
1.şoför:
_Aman abi yoldayız.Rakı içmek doğru olurmu?
11.şoför
-Oğlum ne olacakmış bir dublecik rakıdan.
1.Şoför:
-Hani ne bileyim.Geçen gün Rahmetli Hüsnü abide
bir dublede alıp öyle yola çıkmıştı.ve 0 9 kişinin
öldüğü korkunç kazayı yapmıştı.
11. Şoför
_Aslanım insanın moralini bozmasan olmazımı.be Şunun
şurasında 2 kadehçik atıp gideceğiz.
Garson ( yemeği ve ve rakıyı getirerek):
=Afiyet olsun abiler.(Deyip masaya dizer.)
(Yemekler yendikten sonra )
1.Şoför:
_Haydi abi geç kalmıyalım.Yolcu yolunda gerek.
11.Şoför (.Esriyerek )
_Birden uyku bastırdı be ya.
1.Şoför
_yok daha neler.İstersen geceyi uyuyarak geçirelim
11.Şoför
-Yürü be aslanım diraksonda ufak, ufak kestiririz.nasıl
olsa yol düz.
1.Şoför:
_Peki, peki gidelim.(deyip çıkarlar)
III.Perde (I.sahne)
( sahneye 4 koltuk , bir sehpa konulur ve koltuklara
tv. Sunucusu Halit güzel sözBilim kurulu başkanı
prof. Dr. Ülgen Taklitçioğulları , Dr . ziya zakkumcu ,
Kimyager zarif Çözücü bulunmaktadır.)
TV Spikeri:
__ Evet sayın 7. kanal izleyicileri. Bu haftaki yüksek
zirvedeki konumun Ülkemizdeki genç araştırmacılarımız ve dünya çapındaki buluşları. Ben evvela izlinizle konuklarımızı sizlere tanıtmak istiyorum. Dr. Sayın Ziya Zakkumcu , Kimyager sayın zarif çözücü ve her zaman olduğu gibi genç mucitlerimizin karşısında bir kaya gibi duran Bilim kurulu başkanımız prof. Dr. Sayın ülgentaklitçi oğulları Değerli konularımıza hoş geldiniz diyor ve hemen ilk sorunuzu Dr. Sayın ziya zakkumcuya soruyorsunuz. Evet sayın zakkumcu bütün dünyanın üzerinde yıllardır hiç durmadan çalıştığı kanser ve AİDS hastalığının ilacını buldunuz. Buldunuz diyorum Zira tedavi ettiğinz100’e yakın hastanızla yaptığımız söylevside hastalıktan tamamen kurtulup sağlıklarına kavuştuklarını söylediler. Evvela sizi kutluyor ve soruyoruz nasıl başardınız efendim?
Dr. Ziya:
__ Teşekkür ederim sayın Güzelsöz Evvela bu programından ötürü 7. kanal yetkililerine teşekkürlerimi sunuyorum. Böyle güzel programların davamını diliyorum. Efendim biraz önce zat-ı alinizin belirttiği gibi tüm dünyayı pençesinde inleten kanser ve AİDS ilaçlarını bulmuş bulunuyorum. Bunun için işe şurdan başladım. “Allah yarattığı her derdin devasında birlikte yaratmıştır. Yani ölümden başka her derdin devası vardır. Lokman hekim diyorki her ot, her bitki, her canlı boşu boşuna yaratılmamıştır. Mutlaka onda bir derdin devası olacak, sırlar saklıdır. Münim olan onları incelemek ve sırlarını incelemektir. Benim tüm yaptığım bu incelemem sonucu bildiğimiz zakkum bitkisinde bu hastalıkları tedavi edici bir özellik keşfettim. Bu eksante ile kanser ve AİDS hastalığını tedavi eden bir ilaç geliştirdim.
Sunucu
__ Peki ala efendim. Bu ilacın seri üretimi için gerekli yerlere muracat yaptırdınız mı? Yaptıysanız aldığınız cevap ne oldu?
Dr. Ziya
__ Efendim 5.7.1991 tarihi itibari ile bulduğum formülün resmen ilaç olarak kabulu için gerekli yerlere müracaatımı yaptım. Ama maalesef olumlu bir cevap alamadım.
Sunucu
__ Evet sayın izleyiciler şimdi ise 2. genç mucidimiz kimyager sayın zarif Çözücüye soruyoruz. Efendim bugün hala kesin tedavisi bulunamamış astım hastalığının kesin tedavisini sağlayan bir formül geliştirdiniz. Bunu tedavi ettiğiniz hastalarla yaptığımız söyleşilerden gördük. Bu formülü nasıl geliştirdiğinizi bize anlatırmısınız.
Zarif Çözücü
__ Teşekkür ederim sayın Güzelsöz. Efendim benim kızım astım hastası idi. Nöbete girdiği zaman onun o halı beni perişan ederdi. Sırf kızımı bu illet dertten kurtarmak için geceli gündüzlü çalıştım. Araştırmalar yaptım. Ve nihayet yaptığım çalışmalar sonuç verdi ve bir ekstanteyi geliştirdim. Ekstanteyi evvela kendimde sonra kızımda denedim. Başarılı sonuç alındı artık kızım tamamen kurtulmuştu. Bunu duyan hastaların hücumuna uğradım.Tedavi uyguladığım tüm hastalar sağlığına kavuştu.
Pek tabi.Ama maalesef ben de sayın ziya Zakkumcu gibi başvuruma olumlu bir cevap alamadım
Sunucu:
-Evet sayın taklitciolğlu sayın zak gumcuyu ve sayın Çözücüyü şimdi size soruyoruz.Bu gibi insanlarımız özveriyle çalışarak dünya çapında bir buluş yapmalarına ve bunu tescil etmeklerine rağmen neden başvurularını müspet bir şekilde cevaplamadanız?
Prof. Ülgen:
-Teşekkür ederiz sayın güzelsöz evet bahsettikleri gibi sayın ziya zakkumcu ile sayın zarif çözücü buluşları ile ilgili başvuruları oldu ancak bizim bilim kurulumuz ve arkadaşlarımızın ilaç bunla bir kariyerleri olmadığı için buluşlarına pek ehem niyet vermemiş ve dolayısıyla ile müracaatlarına müşbet verilmemiştir zaten şeyin
Bilimsel olabilmesi için Avrupa da yayınlanan TIB dergisinde yayınlanması lazım.
Avrupa’nın kabul etmediği bir şeyi biz nasıl kabul ederiz ?
Sunucu
-Sayın taklitci oğulları yani şimdi siz ölçünüzün avrupa olduğunu ima ediyorsunuz
Avrupanın kabul etmeyeceyi bir şeyi sizinde kabul etmeyencinizi mi Söylüyorsunuz ?
Prof. Ülgen
Tabi efendim aynen öylen haksızmıyız bugün ekadar bütün buluşları onlar yapmış Biz kim oluyoruz ki buluş yapalım ? Yapamayız efendim olmaz onlar bilim ve teknikte bizden çok ileride.
Dr ziya
_ sayın taklitçi oğulları . peki ozamam sizin orada görevleriniz ne? Hayran olmaktan başka bir şey yapamadınız Avrupayı temsil için oradasınız .
Zarif cözücü:
_ Ne demek biz buluş yapamayız ? yaptık ve adam hemdedünyayı sarsan bir buluş yaptık ama siz avrupa karşısındaki aşağılık kompleksi içinde kafanızı kuma gömmuş yapılan buluşları görmüyor ve kabul etmiyorsunuz bir şeyin kabul görmesi için illa avrupanın bulmasımı gerekiyor
prof. Ülgen
__ Evet efendim öyle. Biz kimi avrupa’ ya kavuşmak kim . Onlar bulacak bizde güvenle kullanacağız değilmi efendim?
Dr.Ziya
-Öyle değil efendim öyle değil. Siz bunu kabul etmediniz ama şimdi beni Amerika çağırıyor. Bütün imkanları sağlayarak gel bulduğun ilacı burda geliştir bizde üretelim diyor İşte o zaman kabul görmediğiniz bu ilacı buda geliştir bizde üretelim diyor. İşte o zaman kabul görmediğimiz bu ilacı milyarlar vererek amerikadan satın alırsınız. Siz bu kafa ile ülke kalkınmaz.prof. ülgen.
Prof. Ülgen
__ Hadi be sende
Sunucu
__ Evet sayın seyirciler. Açık oturumunuz kavgaya dönmek üzere. Ben proğramı burada bitiriyorum.Bir sonraki proğramda yeniden birlikte olmak ümidi ile hoşça kalın diyorum ( deyip elektrikler söner ve prof. Çokbilmiş fondan konuşur)
Prof . Çokbilmiş
__ Maddeyi görünmez yapacak görünmezlik boyasını bulabilmek için geceli gündüzlü çalışırken banada sahip çıkmadılar destek olmadılar. Bu herhalde aklını oynattı böyle bir buluşu biz yapamayız ancak batılı ülkeler yapabilir dediler . şimdi aynı şeyi gençlere yapıyorlar . Millet olarak Avrupa karşısındaki aşşalık kompleksinden kurtulmadıkça ilerlememiz mümkün değildir Gençlerimizin geriye yani tarihe bakarak
“ Bir zamanlar bizde millet hem de nasıl milletmişiz .
Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz
Kapkaranlıkken afakı insaniyetin
Bir nur olup fışkırmışız, ta sinesinden zulmetin”
mısralarında sairin dediği gibi . Biz öyle avrupa karşısında küçülecek bir millet olmadığımızı Bilakis bir zamanlar medeniyeti onların bizden öğrendikleri anlatmalıyız.
İşte o zaman gencimiz daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.
Ben delilerin içinden kaçarak akıllarının arasına girdiğimi sanıyordum ama Hey Hat ... gerçek bir akıllıya rastlamadım bunlar bizden betermiş be Bu insanların hali ney böyle Hırsızcılık cinayet , hortumculuk , ayyaşlık , hırs , kin, kavga , kan , göz , yaşı şehvet , acımasızlık , adaletsizlik , çıkarcılık vurdum duymazlık , bencillik ve zulüm karabasanlar gibi her yerde kol geziyor deli diye adlandırıldığınız bizler hiç değilse kimseye zararı olmayan kendi halinde insanlarız .
Allah aşkına söyleyin biz mi, yoksa şurada seyrettiginiz insanlar mı gerçek deli
Doğrusu bu tür insanlara deli denilmez çünkü o delilere hakaret olur çünkü akıllı diye bilinene bu insanların insanı yapan sevgi ,merhametin Adaletin zetresi bile yok
Biz delileri çoğu ya sevdadan yada aşırı dereceden okumaktan veya insanları zulüm veya işkencesinden delirmiştir .
Yazıklar olsun kalbinde sevgi merhamet hissi olmayan insana
Aramızda hangi aşılmaz sorun var ? Kedi ile köpek anlaşır şu dünyada
Gelin büyük insan hacı bektaş-ı velinin değiş,ine kulak verelim .
Gelin canlar bir olalım sevelim , sevelim bu dünya kimseye kalmaz Gelin canlar bir olaım diri olalı iri olalım . ama nerede ... yok, yok ben en iyisi huzur sevgi merhamet dolu dünyama geri döneyim dışarı deli dolu (deyip sahneden çıkar )
(SON PERDE KAPANIR.)
ÖZGEÇMİŞ
1954 Yılında Malatya’da doğdu.İlk,Orta ve Lise tahsilini
Malatya’da tamamladıktan sonra 1978 yılında Trabzon/Fatih Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilgiler,1988 yılında Lisans tamamlıyarak Tarih bölümünden mezun oldu.Öğretmenliğe 1979 yılında Malatya Fatih Fatih Lisesinde başladı.Tekirdağ/Malkara,Rize/Fındıklı’da öğretmenlik görevlerini yaptıktan sonra,Siirt/Eruh Lisesi Müdürlüğü Siirt/Eğitim Araçları Merkezi Başkanlığı,Siirt/Anadolu Lisesi Müdürlüğü görevlerinde bulundu.1991 yılında istifa ederek
Batman/Özel Basut Koleji Müdürlüğünü yürüttü.Daha sonra dersaneciliğe başlayıp,Batman/Sultan Dersanesi,Şanlıurfa/Akfen Dersanesi,Adana/Büyük Koza ve Sınav Dersaneleri,Osmaniye/Bem Dersanesi,Malatya/Lider İlfen ve Lider Sözfen Dersanelerin de çalıştı.2001 yılında tekrar resmi görevine dönerek Darende/Irmaklı,Orduzu/Elif Şireli okullarında çalıştıktan sonra
Doğanşehir Millieğitim Müdürlüğüne getirildi.Malatya CNM TV.da
‘’İçimizden Biri,Kültürname,Tarih Sohbetleri,Aileler Yarışıyor ve Malatya Belgeseli’’ gibi proramlar yapıp sundu.Malatya/Hekimhan Ekspres ve Sonsöz gazetelerin de ‘’Tarih Sohbetleri Köşesi’’nde haftalık yazılar yazdı.’’1900 Soru-Cevapta Tarih, ÖSS’ye hazırlık Tarih , Tarih Sohbetleri’’ adlı tarih kitapları yazdı’’.İbret,Delinin Aklı,Keloğlan ve Sarıkız ile Çanakkale’yi Unutmayın’’ adlı tiyatro eserleri yazan Ender Sümer evli ve 4 çocuk babasıdır.
|